LOKOMOTİFİN TARİHİ
Günümüzde kullandığımız hem konforlu hem hızlı hem de güvenilir ulaşım araçlarından biri olan tren, 16. yüzyıldan beri hayatımızda. İlk yıllarında hayvan gücüyle çekilen ve yük taşımak amacıyla kullanılan vagonlar, buharlı makinenin icadıyla hem mesafeleri yakınlaştırarak yolculukları kolaylaştırdı hem de taşımacılıkta yeni bir dönem başlatarak dünya ekonomisine katkı sağladı. İlerleyen teknolojilerle günümüzde inanılmaz hızlara ulaşan lokomotifin tarihini altı maddede listeledik.
Lokomotifin tarihini açıklamadan önce herkes tarafından çok da bilinmeyen bir bilgiyi paylaşmamız gerekir. Lokomotif ve trenin aynı şey olduğu düşünülse de aslında farklı şeylerdir. Raylı bir sistemin üstünde dizili vagonları çekmeye yarayan makinelere lokomotif denir. Tren ise bu iki bölümden yani vagon ve lokomotiften oluşan sistemi raylar üzerinde çeken ya da iten ulaşım aracıdır.
İlk demir yolu rayları 16. yüzyılda kurulmuş ve bu vagonları atlar çektiği için atlı tramvay olarak adlandırılmıştır. Bildiğimiz hâliyle trenin ilk kullanımı ise 1804’te İngiltere’de Richard Trevithick adlı bir mühendisin, maden sahibi ile girdiği iddia sonucunda olmuştur. 10 tonluk demir yükünü 16 kilometre taşımak amacıyla kendi yaptığı buharlı lokomotif ile 5 saatte çekmeyi başarmıştır. Yeni makinesini çok fazla geliştirmeyi başaramayan Trevithick, buhar gücüyle çalışan trenler için önemli bir adım atmış ve bu tarihten sonra lokomotifler sürekli gelişmiştir.
Yine bir İngiliz olan George Stephenson’un çizdiği peron, lokomotif ve vagon tasarımlarını gerçek hayata taşıyabilmeyi başarmış ve 1825’te yük ve yolcusu olan ilk demir yolu taşımacılığını gerçekleştirmiştir. Stephenson, beş sene sonra Rocket ismini verdiği yeni bir lokomotif modeliyle Liverpool’dan Manchester’a 50 km olan mesafeyi saatte 24 km hızla giden yeni bir tren tasarlamış ve bu tarihten sonra raylı sistemler hızla kullanılmaya başlanmıştır.
1830’dan sonra İngiltere’de toplam demir yolu uzunluğu iki bin kilometreye ulaşmış, bu yeni sistem diğer ülkelerde de dalga dalga yayılmıştır. 1831’de ABD, 1832’de Fransa, 1835’te Belçika ve Almanya, 1837’de Rusya ve 1848’de İspanya, demir yolu taşımacılığını kullanmaya başlayan diğer ülkelerdir. Demir yolu taşımacılığına çok önem veren Amerika Birleşik Devleti, daha keskin virajlarda bile hareket edebilen lokomotifler üretmeye başlamıştır.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından buharlı lokomotiflerin yerini dizel ve elektrikle çalışan lokomotifler almaya başlarken, 20. yüzyılın başlarında Antartika dışındaki tüm kıtalarda demir yolları kullanılır hâle gelmiştir.
Ülkemizdeki ilk demir yolu, 1860’ta Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan İzmir-Aydın hattıdır. İlerleyen tarihlerde Şark ve Rumeli hatları kurulmuş ve demir yolu taşımacılığı önem kazanmaya başlamıştır. En fazla demir yolları Cumhuriyet döneminde yapılmış, ilk yerli üretimimiz ise 1961 yılında Sivas’ta üretilen Bozkurt isimli lokomotif olmuş ve tam 25 sene aralıksız hizmet vermiştir.
5,639 okunma